Verilen Sözler Tutulmadı! Failler Bulunmadı! Biz Unutmadık!
Araştırmacı, gazeteci, yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te evinin önünde, otomobiline yerleştirilen bomba ile katledildi. 24 Ocak, tam bağımsızlığın ve laikliğin yılmaz savunucusu Uğur Mumcu’nun karanlık güçler tarafından acımasızca katledildiği gündür.
Karanlık güç odaklarına karşı hakikati yılmadan korkusuzca kaleme alan Uğur Mumcu, Atatürk ilke ve devrimlerinin, Cumhuriyet değerlerinin, laikliğin yılmaz savunucusuydu. Mumcu, laik cumhuriyete, cumhuriyet değerlerine, demokratik hak ve özgürlüklere yönelik her türlü tehdidi kaleme almış, ilkeli ve onurlu bir gazetecilik örneği sergilemiştir.
Dönemin yetkilileri “Faillerinin bulunması bir namus borcudur.” sözleri verdiler. Suikastın ardından yıllar sonra tetikçiler yargılandı ancak suikastın arkasındaki karanlık güçler ortaya çıkarıl(a)madı. Suikastın üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen suikast tüm yönleriyle ve bağlantılarıyla aydınlatıl(a)madı, verilen sözler tutulmadı!
''Bir topluma karşı işlenecek en büyük suç o toplumun çağdaşlığa dönük pencerelerini faşizmin tuğlalarıyla birer birer örmektir.'' diyen Mumcu, halkın çıkarlarını her zaman ön planda tutan bir gazeteciydi.
Mumcu’nun “Devrimci ve Demokrat” kitabının “Biraz Düşünsek” başlıklı yazısında kaleme aldıkları günümüzde yazılmış gibidir: "Doğrusu bu ya, devlet, devlet olmak tan çıkmış, uluslararası kredi piyasalarında, tümüyle haciz edilmiş bir malvarlığına dönüşmüştür. Böyle çöküş nedenleri çözüm yollarını da beraberinde getirirler. Çok partili hayata girdiğimiz günlerden bu yana, şu demokrasi dediğimiz sistemi niçin doğru dürüst çalıştıramamışız? Niçin Türkiye bugün dış borçlarını ödeyemez; petrolüne, yakıtına, ilacına para bulamaz bir ülke haline düşmüştür?” Mumcu geçmişi çok iyi okuyan, yaşadığı dönemi çok iyi analiz eden ve geleceğe ışık tutan bir Cumhuriyet aydınıydı.
Genel Sağlık-İş, Mumcu’nun ''Gerçeklere, ancak, bağnazlığın yenildiği noktalarda ulaşılır. Ve akıl, dogmatizmi yendiği noktada gücünü kanıtlayıp çağdaşlaşır. '' sözü ışığında, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde “insanlık onuruyla her platformda haksızlığa karşı direnmeye” devam edecektir.
28 yıl oldu unutmadık, unutmayacağız…
Zekiye Bacaksız
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), sağlık ve sosyal
hizmet iş kolunda görev yapan, kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için örgütlü
mücadeleyi esas alan, demokratik ve bağımsız bir sendikadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı
altında faaliyet gösteren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca çalışma
koşullarına, insan onuruna yaraşır ücretlere ve güvenceli istihdama kavuşması için mücadele eder.
Her üyesini, sendikal ailenin eşit değerde bir parçası olarak gören Genel Sağlık-İş, üyelerinin
siyasi, kültürel, ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi temel misyon
edinir.
Vizyonumuz
Genel Sağlık-İş, sağlık emekçilerinin güvenceli, liyakate dayalı, şiddetten uzak ve insan onuruna uygun koşullarda çalıştığı; yurttaşların ise bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ve parasız sağlık hizmetine erişebildiği bir sağlık sistemini tesis etmeyi hedefler.
Sendikamız, sadece sendikal hakları değil, aynı zamanda demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşların barış içinde yaşamasını, emek eksenli bir kamu yönetimi anlayışının egemen kılınmasını ve hukukun üstünlüğünü savunur. Bu bağlamda Genel Sağlık-İş, gerçek sendikacılığın ve toplumsal sorumluluğun güçlü bir temsilcisi olmayı vizyon edinmiştir.