Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 101. yıl dönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını; ulus egemenliği ilkesine duyduğumuz bağlılıkla, büyük bir onur ve gururla kutluyoruz.
Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; 1919 yılının 19 Mayıs'ında Samsun'a çıkarak Ulusal Kurtuluş Savaşını başlatmıştır. “Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” inancıyla başlayan, ulusal birliği gerçekleştirmek, ulusal iradeyi egemen kılmak için çıkılan yolun ilk aşaması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla tamamlanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı yürütmüş, Cumhuriyet’i kurmuş, devrimlerin altyapısını oluşturmuş, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşması yönünde önemli yasalara imza atmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” diyerek, millet iradesinin her şeyin üzerinde olduğunu belirtmiştir.
Ulusal egemenliğimizin 101. yıl coşkusunu, bütün dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemisi ve pandemi bahane edilerek uygulamaya konulan çifte standart yasaklar bile gölgeleyemeyecektir. Ulusumuz, kısıtlamalar nedeniyle bir araya gelemese de; tek bir yürek olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlamaktadır.
Ulusumuzu aydınlık yarınlara taşıyacak sağlık ordumuzun her bir ferdi, yüreğinde “yaşama hakkına” duyduğu inanç ve bilimin ışığıyla salgına son verme kararlılığı ile mücadele etmektedir.
Pandemi bir taraftan tüm dünyada toplumsal eşitsizlikleri belirginleştirirken, bir taraftan da siyasi iktidarların pandemiyi bahane ederek toplumu denetim altına alma eğilimlerini artırmıştır. Siyasi iktidarlar, yönetemedikleri ekonomi ve pandemi krizini örtbas edebilmek için baskı ve özgürlükleri kısıtlama yolunu seçmektedir. Salgın son bulsa bile salgının ekonomik etkilerinin uzun yıllar süreceği düşünüldüğünde otoriter rejimlerin daha da güçleneceğini kestirmek güç değildir. Sosyal devletin ve özgürlüklerin teminatı, güçlü parlamenter sistemlerdir. Bugün her ne kadar TBMM etkisizleştirilmeye çalışılsa da, 101 yıl önce bu gerçeğin bilinciyle hayata geçirilen “ulusal egemenlik”, yarınlarımızın da teminatıdır.
Genel Sağlık-İş olarak Cumhuriyetimizin kurucusu ebedi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, mücadele arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 101. yıl dönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.
Zekiye Bacaksız
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), sağlık ve sosyal
hizmet iş kolunda görev yapan, kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için örgütlü
mücadeleyi esas alan, demokratik ve bağımsız bir sendikadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı
altında faaliyet gösteren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca çalışma
koşullarına, insan onuruna yaraşır ücretlere ve güvenceli istihdama kavuşması için mücadele eder.
Her üyesini, sendikal ailenin eşit değerde bir parçası olarak gören Genel Sağlık-İş, üyelerinin
siyasi, kültürel, ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi temel misyon
edinir.
Vizyonumuz
Genel Sağlık-İş, sağlık emekçilerinin güvenceli, liyakate dayalı, şiddetten uzak ve insan onuruna uygun koşullarda çalıştığı; yurttaşların ise bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ve parasız sağlık hizmetine erişebildiği bir sağlık sistemini tesis etmeyi hedefler.
Sendikamız, sadece sendikal hakları değil, aynı zamanda demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşların barış içinde yaşamasını, emek eksenli bir kamu yönetimi anlayışının egemen kılınmasını ve hukukun üstünlüğünü savunur. Bu bağlamda Genel Sağlık-İş, gerçek sendikacılığın ve toplumsal sorumluluğun güçlü bir temsilcisi olmayı vizyon edinmiştir.