Orta Vadeli Program - Tamamlayıcı Emeklilik
Sistemi
07.09.2025
tarihli, 33010 sayılı mükerrer Resmi Gazete'de Orta Vadeli Program(2026-2028)
yayımlanmış; Programda özel emeklilik sektörünün geliştirilmesi ve Otomatik
Katılım Sistemine işveren katkısının da eklenerek Tamamlayıcı Emeklilik
Sisteminin(TES) oluşturulmasına karar verildiği belirtilerek TES'in kanunla
düzenlenerek 2026 yılının 2. çeyreğinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
TES, SGK
kapsamında bulunan emeklilik sisteminden ayrı olarak ikinci basamak bir
emeklilik sistemi şeklinde öngörülmüştür. TES ile ilgili Kanun düzenlemesi
henüz yapılmadığı için detayları tam olarak bilinememekle birlikte sisteme
katılımın zorunlu olacağı, çalışanların aylık ücretlerinin %3'ünü sisteme
yatıracağı, ayrıca işveren katkısının da olacağı, çalışan ve işverenin
katkıları toplamının %30'u kadar da devlet katkısı olacağı öngörülmektedir.
TES'ten çalışan istediği zaman çıkamayacak olup TES kapsamında 2. emekli
aylığını alabilmek için sistemde en az 10 yıl kalmak zorunlu olacak; kadınlar
58, erkekler 60 yaşında emekli olabileceklerdir. Ancak yapılan kabaca hesapta
çalışanların TES kapsamında alacağı emekli aylığı, sistemde bulundukları sürece
aylık olarak yatırdıkları katkı kadar dahi olmayacaktır.
Dolayısıyla
ekonominin büyüyeceği, işsizliğin azalacağı öngörüsünde bulunan Orta Vadeli
Program (2026-2028) ile kurulacak sistem çalışan iş gücünün emeğinin bir kez
daha tırpanlanması esasına dayanmakta olup halihazırda çok düşük olan emekli
aylıklarının düşük olmasının sebebi olanlar, sahte çözüm önerilerinde
bulunmakta, bunu yaparken de emekçilerin ücretlerini bir kez daha
sömürmektedir.
Anayasa'nın
60. maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkı olduğu belirtilmiş; Anayasa
Mahkemesinin kararları uyarınca Sosyal Güvenlik Hakkı, "Çağdaş devlet
anlayışının bir sonucu olan sosyal hukuk devletinde geçerli sosyal güvenlik ve
sosyal adalet ilkeleri gereğince toplumdaki insanlara, insan onuruna
yaraşır asgari yaşam düzeyi sağlamak ve onları korumakla görevi devletten bu
yönde gerekli tedbirleri almasını ve teşkilatları kurmasını talep
hakkıdır." şeklinde tanımlanmıştır.
Fakat
mevcut emeklilik sistemi ile buna ek olarak getirilecek TES, Anayasa ile
düzenlenen sosyal devlet ilkesi ile sosyal güvenlik ilkesinin ihlali anlamına
gelmekte olup bütün yaşamını çalışarak geçiren kişilerin ne çalışma yaşamları
boyunca ne de emekliliklerinde insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi
sağlamamaktadır.
Ayrıca
çalışanların SGK primleri ödenmeye devam ederken TES ile çalışanların
ücretlerinde de bir azalış meydana gelecek, çalışanlar her ay ücretlerinin en
az %3'ünü TES'e aktarmak zorunda bırakılacaktır. Üstelik TES'in emeklilikte
vaat ettiği potansiyel kazanç da hane gelirine anlamlı bir katkıda
bulunmayacaktır. Bu haliyle ikinci bir sisteme katılımın zorunlu tutulması ve
ücretlerinden her ay %3'lük bir kesintinin yapılması, yine Anayasal bir hak
olan mülkiyet hakkının da ihlali anlamına gelecektir.
Bu
kapsamda TES, çalışan lehine olmaktan ziyade düşük emekli ücretlerine olan
tepkiyi azaltmak, aynı zamanda çalışanların ücretlerinden kesinti yaparak
kasaya para girişini sağlamanın bir yolu olup sistemde yer almanın zorunlu
olması, zaten var olan ve çalışanlar adına prim ödenen sosyal güvenlik sistemi
içerisinde yukarıda da yer verilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması
sonucunu doğuracaktır.
Dr. Derya Uğur
Genel Başkan