Genel Sağlık İş Sendikası üyeleri, 8. dönem toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde Sağlık Bakanlığının önünde açıklama yaptı. Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur, "Yıllardır toplu sözleşme masalarında bir orta oyun sergilenmektedir. İktidarın yalan makinesi gibi çalışan TÜİK gerçek dışı enflasyon raporları açıklar, dostlar alışverişte görsün tadında emek söylemleriyle masaya oturan sarı sendikalar iktidardan bir aferin almak için emekçinin hakkını satar, ortada bir pazarlık varmış görüntüsü verilir ve sonuç itibariyle olan yine kamu emekçisine olur. Bu sene toplu sözleşme masasına artık konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş oturacaktır ve tiyatro oynanmasına izin vermeyecektir" dedi.
Genel Sağlık İş Sendikasına üye sağlık emekçileri, 12 Mayıs
Dünya Hemşireler Günü dolayısıyla toplu sözleşme taleplerini dile getirmek için
Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Sağlık emekçileri, ellerinde
"Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz", "Hemşireliğin meslek
onurunu öldürdünüz" ve "Sağlıkta dönüşüm programına son
verilsin" dövizlerini taşırken "İnsanca yaşamak istiyoruz",
"Sağlıkta şiddet sona ersin" ve "Sağlıkta ticaret ölüm demektir"
sloganlarını attı.
Basın açıklaması sırasında hemşirelerin sorunlarına dikkat
çekmek amacıyla iki hemşire önlüklerini çıkartıp Sağlık Bakanlığının önüne
bıraktı. Genel Sağlık İş Sendikası üyeleri, Türkiye'nin çeşitli illerinden
getirilen toprakları hemşirelerin çıkarttığı önlüklerin üzerine döktüler.
"Toplu görüşme değil, toplu hak kıyımıdır"
Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur,
"Ülkemizde, siyasi iktidarın yanlış ekonomi politikalarında inadı yüzünden
ekonomik kriz günden güne derinleşirken, biz kamu emekçileri için kritik bir
dönemin eşiğine gelinmiştir. Kamuda çalışan 4 milyona yaklaşan memur ve 2,5
milyon memur emeklisinin 2025-2026 yıllarında alacakları maaş zamlarının,
sosyal ve özlük haklarının belirleneceği 8. dönem toplu sözleşme görüşmeleri
başlayacaktır" dedi.
"TİS masasına artık Birleşik Kamu-İş oturacak"
"Yıllardır toplu sözleşme masalarında bir orta oyun
sergilenmektedir" diyen Uğur, şu ifadeleri kullandı:
"İktidarın yalan makinesi gibi çalışan TÜİK gerçek dışı
enflasyon raporları açıklar, dostlar alışverişte görsün tadında emek
söylemleriyle masaya oturan sarı sendikalar iktidardan bir aferin almak için
emekçinin hakkını satar, ortada bir pazarlık varmış görüntüsü verilir ve sonuç
itibariyle olan yine kamu emekçisine olur. Bu sene toplu sözleşme masasına
artık konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş oturacaktır ve tiyatro oynanmasına
izin vermeyecektir."
"Kamu emekçilerinin alım gücü korunmalıdır"
Sağlık ve sosyal hizmet kolunda çalışan kamu emekçilerinin
insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının acil düzenlemelere ihtiyacı vardır.
Sağlık gibi hayati bir alanda bu sorunlara çözüm üretmeyen hiçbir 'görüşme'yi
ciddiye almamızın mümkün olmadığının, bu taleplerin görmezden gelinmesi
karşısında mücadelemizin dozunu artıracağımızın altını çiziyoruz.
Uğur, taleplerini şöyle sıraladı:
"Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yapılan tüm
ödemeler en düşüğü yoksulluk sınırı üzerinde olmak üzere (taban, teşvik, nöbet
vs.) emekliliğe yansıtılarak tek kalemde ödenmelidir. Enflasyon farkı tüm
ücretlere aylık yansıtılmalı, kamu emekçilerinin alım gücü korunmalıdır. Gelir
vergisi dilim oranları yüzde 15'te sabitlenmelidir. Sözleşmeli modellere son
verilerek kadrolu, güvenceli çalışma modeli esas alınmalıdır. Fiili hizmet
süresi zammı yıl başına 90 gün olarak tüm sağlık sosyal hizmetleri çalışanlarını
ve geçmiş çalışmaları kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Sağlık hizmeti
verilen kurum ve kuruluşlarda sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik etkili ve
uygulanan Sağlıkta Şiddet Yasası ivedilikle hayata geçirilmelidir. 5510
mağduriyetine son verilmeli, emekli olanlar ile çalışanlar arasındaki emekli
aylığı ve özlük hak farklılıkları giderilmelidir. Tüm sağlık ve sosyal hizmet
çalışanları giyim yardımından faydalanmalıdır."
"7/24 kreş ve yaşlı bakım evi hizmeti
sağlanmalı"
"Giyim yardımında günün koşullarına uygun gerçekçi bir
artış yapılmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yakınları için 7 gün
24 saat kreş ve yaşlı bakım evi hizmeti sağlanmalı. Hizmet verilemeyen yerlerde
maddi destek sağlanmalıdır. Başta üniversite hastaneleri olmak üzere tüm sağlık
ve sosyal hizmet iş kolunda bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında mazeret
atamalarında mağduriyetleri gidermek esas alınmalıdır. Sözleşmeli yöneticilik
modelinden vazgeçilmeli, tüm yöneticiler ehliyet ve liyakat kriterlerine göre
atanmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının iş yükünü artıran personel
eksiklikleri giderilmeli, gerekli personel istihdamı sağlanmalıdır. Aile
Sağlığı Merkezleri güvenlik ve fiziki koşulları verimli çalışmaya uygun olacak
şekilde, kamu binalarında hizmet vermesi sağlanmalıdır. 7 gün 24 saat hizmet
üreten Sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda gece çalışma saat ücreti normal nöbet
saati ücreti, aylık ücretin saat başına düşen tutarın en az iki katı olacak
şekilde ödenmeli, bu nöbet ücretleri, resmi ve dini bayramlar için yüzde 100
arttırım yapılmalıdır. Kamu tarafından idari izin ilan edilen günler aylık
mesai saatinden düşülmeli, idari izin günlerinde çalışan personele çalışma
karşılığı nöbet ücreti ödenmelidir. Sendika üyelik ve üyelikten çekilme
işlemlerinin e-devlet üzerinden yapılabilmesi için gerekli çalışma
yapılmalıdır. Sağlık meslek görev tanımları; mevcut yönetmelikler de dahil
olmak üzere sendikalar ve meslek örgütleri ile birlikte oluşturulacak kurullar
tarafından ivedilikle yeniden düzenlenmelidir. Faaliyet alanına göre çok
tehlikeli sınıfta yer alan sağlık hizmetleri sunucularının tamamı riskli birim
olarak değerlendirilmeli, tüm hak edişleri ona göre düzenlenmelidir. Aile ve
sosyal hizmet bakanlığına bağlı yatılı kuruluşlarda çalışan personel için
Sosyal hizmet tazminatı 100 puan, diğer kuruluşlarda ve merkez teşkilatında
çalışanlar için 50 puan olmalıdır."
"Alın terinin karşılığını vermek zorundasınız"
Uğur'un ardından konuşan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu
Genel Başkanı Orhan Yıldırım da "Sağlık sisteminin sorunlarını çözebilmek
için sağlık hizmetini gören doktorlar ve tüm sağlık çalışanlarına hizmetlerinin
karşılığını yani alın terinin karşılığını vermek zorundasınız" dedi.
"Erol Eğrek davasını takip edeceğiz"
Çalık Holding binasında darbedilerek öldürülen İşçi Erol Eğrek'le ilgili de
konuşan Yıldırım, mahkeme sürecini Birleşik Kamu-İş olarak takip edeceklerini
belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Gariban işçiye 8-10 koruma saldırıyor ve bu saldırı
sonucu aldığı darbelerle o işçi hayatını kaybediyor. Bu dünyanın gelişmiş
herhangi ülkesinde olsa o holdingin kapısına kilit vururlar. O holdingi
artık o ülkede iş yapamaz hale getirirler. Ama bizim ülkemizde, ne yazık ki
daha önceki iş cinayetlerinde olduğu gibi bu iş cinayetini de hep beraber
izleyeceğiz. Mahkemeleri de takip edeceğiz. Göreceğiz ki o işçiyi neredeyse
suçlu bulup Çalık Holdingi bu işte mağdur duruma getirmeye çalışacaklardır. Biz
Birleşik Kamu İş olarak bu davanın tüm süreçlerinde, o işçinin hakkının alınma
davasında ailesinin yanında olmaya devam edeceğiz." (ANKA)