8. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri Öncesinde Kamuoyuna Çağrımızdır

Sendikalar, tarihsel olarak emekçilerin sömürüye karşı direnişini, hak ve özgürlük mücadelesini örgütlemek için doğmuştur. Dayanışma, mücadele ve emekten yana durmak; bu örgütlü mücadelenin omurgasıdır. Ne yazık ki bugün, bu ilkelerin açıkça terk edildiğine, sendikal mücadelenin ruhunun iktidar ilişkilerine feda edildiğine hep birlikte tanıklık ediyoruz.

Kamuoyuna “30. Yıl Vefa Buluşması” olarak sunulan tören, gerçekte kamu emekçilerinin değil; bir avuç sendika yöneticisinin şahsi ikbalini önceleyen, siyasal iktidarla iç içe geçmiş bir gösteriden ibarettir. Milyonu aşkın kamu emekçisini temsil etme iddiasındaki bir konfederasyonun yöneticileri, ne yazık ki alın terini temsil etmek yerine kendi makamlarını, sarayla kurdukları yakın ilişkilerle güvence altına alma telaşına düşmüştür.

Toplu Sözleşme Masası, 8. kez kurulmak üzere. Ancak bizler, bu masanın kamu emekçilerinin taleplerinin değil; bürokrasinin, siyasetin ve çıkar ilişkilerinin pazarlık alanına dönüşmesi tehlikesini her zamankinden daha yakından hissediyoruz. Daha önceki görüşmelerde yaşananlar ortadadır: Emeğin hakkı yerine suskunluk, vaat yerine oyalama, temsil yerine dayatma dayatılmıştır. Bu döngünün tekrar etmesine izin vermeyeceğiz.

Kamu emekçisinin alın teri, geçim derdi, geleceksizliği; sendikal iktidar hesaplarına feda edilemez. Bu ülkenin kamu emekçileri, artan yoksulluğa, bozulan çalışma barışına ve insanca yaşam taleplerine kulaklarını tıkayanları da, saraya methiyeler dizerek koltuğunu korumaya çalışanları da not etmektedir.

Artık yeter!

Bizler, kamu emekçileri olarak haklarımız için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Makamlar değil, emek kazanacak! Susmayacağız, seyretmeyeceğiz!

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Yaşasın Gerçek Sendikal Dayanışma!