5 Aralık 1934′de “Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı” tanıyan yasanın kabulü ile Türk kadını seçme ve seçilme hakkı elde etmiştir. Kadınların eşit yurttaşlar olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmaları sağlanmış, kadının hayatın her alanında güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Yaşamın her alanında yok sayılan kadın, Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte önemli siyasi ve sosyal haklar kazanmış, toplumsal alanda varlığını ortaya koymuştur.
Dünyada 178 ülke parlamentosunun üye olduğu Parlamentolar Arası Birlik (IPU) 1 Ocak 2021 tarihi itibarıyla ulusal parlamentolardaki kadın milletvekili oranının, küçük bir artışla, yüzde 25.5’e ulaştığını açıklamıştır. Türkiye, parlamentolarda kadın milletvekili oranı sıralamasında 122’inci sıradan 129’a gerilemiştir. Türk kadını birçok batılı çağdaşından bile önce seçme ve seçilme hakkı kazanmışken, bugün gelinen noktada toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak zihniyet dönüşümünün gerçekleştirilemediği ortadadır. Kadınların karar alma mekanizmalarına dahil edilmediği hiçbir ülkenin kalkınamayacağından hareketle, başta siyaset olmak üzere tüm karar alma mekanizmalarında kadın temsiliyetini artırmak oldukça önemlidir.
Salgın sırasında ön saflarda yer alan sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışanların yüzde 58’i kadındır. Ancak kadınların en çok istihdam edildiği sağlık hizmetlerinde; pandemi ile birlikte kadın, kreş hizmeti sağlanmayarak, ebeveyn izni verilmeyerek mağdur edilmiştir. Sağlık çalışanlarının çocuk bakımı sorunu çözülmedikçe, çalışma hayatında fırsat eşitliğinden söz edilemez.
Ülkemizin can yakan sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet politiktir ve toplumsal bir sorundur. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra en az 199 kadının, erkekler tarafından öldürüldüğü açıklanmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararı geri çekilmeli ve 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Genel Sağlık-İş olarak Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 87. yıl dönümünü kutluyor, yaşamın her alanında kadını yücelten ebedi önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyoruz.
Derya Uğur
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), sağlık ve sosyal
hizmet iş kolunda görev yapan, kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için örgütlü
mücadeleyi esas alan, demokratik ve bağımsız bir sendikadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı
altında faaliyet gösteren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca çalışma
koşullarına, insan onuruna yaraşır ücretlere ve güvenceli istihdama kavuşması için mücadele eder.
Her üyesini, sendikal ailenin eşit değerde bir parçası olarak gören Genel Sağlık-İş, üyelerinin
siyasi, kültürel, ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi temel misyon
edinir.
Vizyonumuz
Genel Sağlık-İş, sağlık emekçilerinin güvenceli, liyakate dayalı, şiddetten uzak ve insan onuruna uygun koşullarda çalıştığı; yurttaşların ise bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ve parasız sağlık hizmetine erişebildiği bir sağlık sistemini tesis etmeyi hedefler.
Sendikamız, sadece sendikal hakları değil, aynı zamanda demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşların barış içinde yaşamasını, emek eksenli bir kamu yönetimi anlayışının egemen kılınmasını ve hukukun üstünlüğünü savunur. Bu bağlamda Genel Sağlık-İş, gerçek sendikacılığın ve toplumsal sorumluluğun güçlü bir temsilcisi olmayı vizyon edinmiştir.