Gitmeyeceğiz, Direneceğiz, Emeğimizin, Eğitimimizin Karşılığını Alana Kadar Mücadele Edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlarmış. Samimi konuşuyorum. Dost acı ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz, doktorları okutan, bu devlet değil mi? Bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi, en çok maliyeti yüksek olan da sağlıktır. Şimdi az para veriyormuş. Sordum, en az alan 8-9 bin en yüksek 25 bin civarında. Buna rağmen özel sektör çok daha büyük verdiği için kaçıyorlarmış. Açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam eder buralarda yola devam ederiz. Gerekirse yurt dışından dönmek isteyenleri süratle dahil eder ülkemizi istihdam ederiz.” açıklamasında bulunmuştur.
İktidar makamında oturanların sorumluluğu; yaşanan sorunların nedenlerini araştırmak ve bu sorunlara çözüm üretmektir.
Çalışarak üniversiteyi en yüksek puanlarla kazanan, 10 senelik tıp fakültesi ve uzmanlık eğitimini bitirip, insanüstü gayretle hayat kurtaran bu ülkenin en değerli yetişmiş insan gücünü bu derece değersizleştirmek kabul edilir değildir.
Ebedi önderimiz Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” sözünden geldiğimiz nokta “Giderlerse gitsinler” olmuştur. Tarihin hiçbir döneminde hekimlik mesleği bu kadar değersizleştirilmemiştir. Tüm dertleri paraymış gibi göstererek mesleklerini itibarsızlaştıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hekimleri yine hedef göstermiştir.
Hekimler olarak, “İyi hekimlik yapmak istediğimizi” söyledik, “şiddet son bulsun” dedik, tek istediğimiz “insan onuruna yaraşır iş ve yaşam koşulları” iken, “Halkı kin ve nefrete sürükleyen bir söylemle” hedef gösterildik.
“Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam eder buralarda yola devam ederiz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daha mezun bile olmadan öğrencilerin geleceklerini yurtdışında aramakta olduğu bilgisinin verilmediği görülmektedir. Kendisine hatırlatılması gereken bir diğer konu, yurtdışına gitmeyip ülkesine hizmet etmeyi seçen yeni mezunlara ihtisasını yapması için kimin rehberlik edeceğidir.
Devletin liyakat, tecrübe ve bilgi gerektiren tüm kadroların içimi boşaltıp, liyakatsiz, deneyimsiz ve bilgisiz yandaşları söz konusu görevlere getiren bir zihniyetin, aynı yaklaşımı hekimlere de göstermesi şaşırtıcı değildir.
Sağlık sistemini ayakta tutan öve öve bitiremediğiniz binalar değil, bu ülkenin yetişmiş insan gücüdür.
Ayrıca bu vatanın evlatlarını okutanlar şahıslar değil, bu ülkenin yok edilmeye çalışılan sosyal devlet anlayışıdır.
Yüz yıl önce yurdumuz toprakları emperyalistler tarafından işgal edildiğinde gitmeyen, direnen Ebedi önderimiz Atatürk’ün silah ve mücadele arkadaşı kahraman Tıbbiyeli Hikmet Boran’ın yüz yıl sonra ki meslektaşları olarak;
Gitmeyeceğiz, direneceğiz, emeğimizin, eğitimimizin karşılığını alana kadar mücadele edeceğiz.
Dr. Derya Uğur
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), sağlık ve sosyal
hizmet iş kolunda görev yapan, kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için örgütlü
mücadeleyi esas alan, demokratik ve bağımsız bir sendikadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı
altında faaliyet gösteren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca çalışma
koşullarına, insan onuruna yaraşır ücretlere ve güvenceli istihdama kavuşması için mücadele eder.
Her üyesini, sendikal ailenin eşit değerde bir parçası olarak gören Genel Sağlık-İş, üyelerinin
siyasi, kültürel, ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi temel misyon
edinir.
Vizyonumuz
Genel Sağlık-İş, sağlık emekçilerinin güvenceli, liyakate dayalı, şiddetten uzak ve insan onuruna uygun koşullarda çalıştığı; yurttaşların ise bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ve parasız sağlık hizmetine erişebildiği bir sağlık sistemini tesis etmeyi hedefler.
Sendikamız, sadece sendikal hakları değil, aynı zamanda demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşların barış içinde yaşamasını, emek eksenli bir kamu yönetimi anlayışının egemen kılınmasını ve hukukun üstünlüğünü savunur. Bu bağlamda Genel Sağlık-İş, gerçek sendikacılığın ve toplumsal sorumluluğun güçlü bir temsilcisi olmayı vizyon edinmiştir.