Dünyanın birçok ülkesinde saygın bir meslek olarak kabul gören ebelik, ülkemizde halen daha yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında yer almakta ve hak ettiği saygınlığı görememektedir. Ebeler, bu günü yaşadığı mesleki sıkıntıların gölgesinde buruk kutlamaktadır.
Avrupa’da sezaryen doğumların tüm doğumlar içindeki oranı % 28’dir. Normal doğumların da % 98’i ebeler eşliğinde gerçekleşmekte, gebelik süresince tüm muayeneler ebeler tarafından yapılmaktadır. Ebeler, ancak risk durumunda kadın doğum hekimine yönlendirmektedir.
Sezaryen doğum oranlarını % 50’nin üstüne çıktığı Türkiye’de ise, ebelik ve hemşirelik mesleği birbirine çok geçmiş durumdadır. Yasal düzenlemeden kaynaklanan boşluklar nedeni ile ebelik mesleği görev, yetki ve sorumluluklarının belirsizliği halen devam etmektedir. Ebelik ve hemşirelik mesleğinin sınırlarının belirsizliği, birbiriyle veya diğer mesleklerle iç içe geçen görevlerin yüklenmesi ebelik mesleğine zarar vermiştir. Günümüz koşullarına uygun meslek yasası çıkarılamamış, ebeler sağlık teşkilatı içinde hak ettiği değeri görememiştir.
100 bin kişiye düşen ebe ve hemşire sayısı OECD ülke ortalaması bin 98 iken Türkiye’de bu sayı 257’dir. (Resmi rakamlar açıklanırken bile ebe ve hemşire sayıları içi içedir) Türkiye'deki ebe sayısının yetersizliği bizzat Sağlık Bakanı tarafından da doğrulanmıştır.
"Doğum ebenin işidir"
Türkiye’de ebe sayısının artırılması, ebelik mesleği görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi; anne-bebek ölümlerinin azaltılmasında ve sezaryen doğumların önlenmesinde etkili olacaktır.
Sağlıkta dönüşümle birlikte mesleklerin yok edilme süreci hızla devam etmektedir. Bu nedenle ebelik meslek mensuplarının bir an önce mesleklerine sahip çıkmak için meslek yasası ve uzmanlaşma sürecine destek vermeleri gerekmektedir.
Vekil ebeler ve kamu dışından istihdam edilen sözleşmeli “aile sağlığı çalışanlarına” 4/A memur kadrosu verilmesi, ebelere işyeri hemşireliği, aile danışmanı olma hakkı tanınması, doğumhanelere riskli birim artırımlı nöbet ücreti ödenmesi, tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıması, tüm sağlık çalışanlarına geçmişe etkili olarak yıpranma payı hakkı verilmesi ve ücretlerinin iyileştirilmesi ebelerin beklentilerinin başında gelmektedir.
Emeğimizin karşılık bulduğu gelecek güzel günleri birlikte yaratmak dileğiyle; tüm meslektaşlarımın 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü’nü kutlarız.
Zekiye BACAKSIZ
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), sağlık ve sosyal
hizmet iş kolunda görev yapan, kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için örgütlü
mücadeleyi esas alan, demokratik ve bağımsız bir sendikadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı
altında faaliyet gösteren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca çalışma
koşullarına, insan onuruna yaraşır ücretlere ve güvenceli istihdama kavuşması için mücadele eder.
Her üyesini, sendikal ailenin eşit değerde bir parçası olarak gören Genel Sağlık-İş, üyelerinin
siyasi, kültürel, ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi temel misyon
edinir.
Vizyonumuz
Genel Sağlık-İş, sağlık emekçilerinin güvenceli, liyakate dayalı, şiddetten uzak ve insan onuruna uygun koşullarda çalıştığı; yurttaşların ise bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ve parasız sağlık hizmetine erişebildiği bir sağlık sistemini tesis etmeyi hedefler.
Sendikamız, sadece sendikal hakları değil, aynı zamanda demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşların barış içinde yaşamasını, emek eksenli bir kamu yönetimi anlayışının egemen kılınmasını ve hukukun üstünlüğünü savunur. Bu bağlamda Genel Sağlık-İş, gerçek sendikacılığın ve toplumsal sorumluluğun güçlü bir temsilcisi olmayı vizyon edinmiştir.