Bilindiği üzere, 4688 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre her yıl kasım ve mart aylarında Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) toplantısı yapılmak zorundadır. Temel görevi, kamu personel mevzuatının ve kamu yönetimi uygulamalarının değerlendirilmesi, yönetimin daha iyi işleyen bir yapıya kavuşturulması için ortak çalışmalar yapmak olan Kurul’un 2025 Mart toplantısı yapılmamıştır. 7. Dönem Toplu Sözleşme masasında kesinleşmeyen taleplerin, KPDK bünyesinde oluşturulan alt komisyon toplantılarında ortaklaşılan konularda karara ve uygulamaya dönüşmesi için KPDK toplantıları son derece önemlidir. Mart 2025 KPDK toplantısı, 8. Dönem Toplu Sözleşme öncesindeki son KPDK olması nedeniyle ayrıca önemlidir.
Kamu emekçilerinin sonuçlanmasını beklediği (3600 ek gösterge, disiplin cezalarına af, mülakatın kaldırılması, doğum sonrası izinler, kreş hakkı, emeklilere seyyanen zammın yansıtılması, üniversite idari personeline tayin hakkı vb.) talepler açısından önemli nitelik taşıyan bu toplantının neden yapılmadığı ile ilgili olarak Bakanlıktan yazılı bilgi talep ettik. Bakanlık, yazımıza verdiği yanıtta toplantının yapılmadığını ikrar etmiştir.
Görünen o ki, hükümetin ilgili bakanlığı, memurun mesleki beklentilerini karşılayacak olan ek hakları vermek istememektedir. Buna şaşırmıyoruz çünkü hükümetin genel tavrı, memurun ezilmesi yönündedir. Burada asıl sorun; KPDK’nın Birleşik Kamu-İş dışındaki diğer iki paydaşı olan MEMUR-SEN ve KAMU-SEN’in bu toplantının yapılmamasına karşı tepkisiz kalmalarıdır.
Toplu sözleşme masasında yetkili olan, sayıca ilk iki büyük konfederasyonun memurları ekonomik ve çalışma yaşamında bir nebze olsun rahatlatabilecek kendi taleplerinin takibini neden yapmadıklarını başta üyeleri olmak üzere tüm kamu çalışanlarına açıklama yapmaları gerekmektedir.
4688 sayılı Kanun’a rağmen KPDK Mart toplantısının yapılmaması kanunsuzluğunu Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak görmezden gelmeyeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına herkes uymak zorundadır!
8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin yapılacağı yıl KPDK toplantısının yapılmaması ile ortaya konan bu sorumsuzluğu şiddetle kınıyoruz. Bakanlık, bu toplantıyı yapmayarak emekçilerin sorunlarını ciddiye almadığını açıkça ortaya koymuştur.
Toplu sözleşme süreçlerinde memurların gerçek ihtiyaç ve taleplerini masada savunamayan ve hükümete karşı direngen mücadelenin gereklerini yerine getirmeyen yetkili konfederasyonların etkisiz tiyatro gösterisinden cesaret alan iktidarın, emekçiyi ciddiye almayan bu hukuk tanımaz tavrını yadırgamıyoruz.
Birleşik Kamu-İş, yıllardır oynanan, yetkili ama etkisiz toplu sözleşme süreçlerinin seyircisi olmayacaktır. Emekçinin hakkı olan kazanımların çıkmaması için toplantıyı yapamayan, emekçinin onurunu ve kanun hükümlerini ayaklar altına alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduk.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu