Ülkemizde büyük risk altında hizmet veren hemşireler, dünyadaki meslektaşlarından çok daha zor koşullarda, çok daha fazla çalışırken daha az kazanmaktadır. Hemşire insan gücünün planlanamaması nedeniyle sağlık kurum ve kuruluşlarında yetersiz sayıda hemşire istihdam edilmekte; ağır iş yükü ve uzun çalışma sürelerine de maruz kalan hemşireler, görevleri dışı işlerde ve istekleri dışında uzun saatler çalıştırılmaktadır.
2019 yılında 306 olan 100.000 kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı %11,8 artış göstererek 2020 yılında 342’ye ulaşmıştır ancak 2018 yılına ait verilere göre; OECD ülkelerinde 100.000 kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı 938’dir.
Salgınla beraber hemşireler, 12 ya da 24 saat kesintisiz çalışarak uzun mesai saatleri hizmet verirken yeterli düzeyde dinlendirilmemektedir. 8 saatten fazla çalışmanın önlenmesi için yeter sayıda hemşire istihdamı sağlanmalı, sağlıklı beslenmeleri için gerekli öğünler düzenlenmeli, dinlenebilmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır.
Salgın süresince tükenmişlik ve stresin milyonlarca hemşirenin mesleği bırakmayı düşünmesine yol açtığını kaydeden Uluslararası Hemşireler Konseyi, mevcut personeli devam etmeye teşvik etmek için daha iyi ücret çağrısında bulunmuştur.
Mesleklerine gereken değerin verilmesini isteyen hemşireler, daha insani koşullarda çalışacakları ve ekonomik olarak daha yüksek standartlarda yaşayacakları ülkelere gitmeye başlamıştır. Hekimler gibi hemşireler de şiddet, mesleğinin değersizleştirilmesi ve ekonomik koşullarının iyileştirilmemesi gibi sebeplerle, başta Almanya, Kanada, Amerika ve İngiltere olmak üzere başka ülkelerde gelecek aramaktadır. Daha eğitim aşamasında geleceğini yurt dışında sürdürmek için yabancı dil kursuna başlamaktadır.
Hemşirelerin talepleri;
Covid-19’un tüm sağlık çalışanlarına iş kazası meslek hastalığı kapsamında haklar veren özel bir düzenleme acilen yapılmalıdır.
Sağlık hizmetleri sektöründe nitelikli hizmet verebilmek için yeterli sayı ve nitelikte hemşire istihdam edilmesi son derece önemlidir. Bir an önce yeterli sayıda kadrolu ve güvenceli olarak hemşire istihdam edilmelidir.
Hiçbir plan program yapılmadan çok sayıda hemşirelik okulu açılmasına son verilmeli ve hemşirelik eğitiminin iyileştirilmesi sağlanmalıdır. Binlerce hemşire atama beklerken, ülkemiz hemşire sayısında halen OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer almaktadır.
Yoğun iş yükünün ve uzun çalışma saatlerinin tükenmişliği artırdığı bilinmektedir. Hemşirelerin ağır ve kötü çalışma koşulları düzeltilmelidir.
Yetersiz dinlenme alanları uygun şekilde düzenlenmelidir.
7/24 hizmet veren kreşler yaygınlaştırılmalıdır.
Servis hizmeti 24 saat esasına göre sağlanmalıdır.
Tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
“Sözleşmeli”, “ücretli”, “vekil” gibi kamuda güvencesiz çalışma biçimleri kaldırılmalı, var olanlar 4/A kadroya alınmalıdır.
Yıpranma payı hakkı, yıl başına 90 gün olacak, tüm sağlık çalışanlarını kapsayacak ve geçmişe etkili olacak şekilde genişletilmelidir.
Hemşireler için verilen 3600 ek gösterge sözü halen yerine getirilmemiştir. Tüm kamu çalışanları için ek göstergeler kademeli olarak yükseltilmelidir.
Yoksulluk sınırının üzerinde insan onuruna yaraşır ücret ve emeklilik koşulları sağlanmalıdır.
Sağlıkta şiddete en çok maruz kalan meslek gruplarından biri de hemşirelerdir. Hemşireler için güvenli çalışma koşulları sağlanmalıdır. Sağlık emekçilerine şiddete son verecek düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Genel Sağlık-İş olarak; sağlık emekçilerinin insan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma koşullarına kavuştuğu günleri birlikte yaratmak umudu ile; 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü’nü kutluyoruz.
Dr. Derya Uğur
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), sağlık ve sosyal
hizmet iş kolunda görev yapan, kamu emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için örgütlü
mücadeleyi esas alan, demokratik ve bağımsız bir sendikadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu çatısı
altında faaliyet gösteren sendikamız; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca çalışma
koşullarına, insan onuruna yaraşır ücretlere ve güvenceli istihdama kavuşması için mücadele eder.
Her üyesini, sendikal ailenin eşit değerde bir parçası olarak gören Genel Sağlık-İş, üyelerinin
siyasi, kültürel, ekonomik ve demokratik hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi temel misyon
edinir.
Vizyonumuz
Genel Sağlık-İş, sağlık emekçilerinin güvenceli, liyakate dayalı, şiddetten uzak ve insan onuruna uygun koşullarda çalıştığı; yurttaşların ise bilimsel, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ve parasız sağlık hizmetine erişebildiği bir sağlık sistemini tesis etmeyi hedefler.
Sendikamız, sadece sendikal hakları değil, aynı zamanda demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni, yurttaşların barış içinde yaşamasını, emek eksenli bir kamu yönetimi anlayışının egemen kılınmasını ve hukukun üstünlüğünü savunur. Bu bağlamda Genel Sağlık-İş, gerçek sendikacılığın ve toplumsal sorumluluğun güçlü bir temsilcisi olmayı vizyon edinmiştir.